ekşi'de bir arkadaş bu filmle ilgili şöyle şaheser niteliğinde bir entry yazmış;
***alıntı***
daha önce yazıldı mı bu film aslında 20. yy. türkiyenin sosyo-politik panoramasını çizer:
pısırık yönetici- halkın oylarıyla seçimle başa gelse de oylarına sahip çıkamayan ve sivil iktidarı her seferinde askeri yönetime bırakmak zorunda kalan iktidar parti, karısı ise iktidara yüklenmekten başka bir işe yaramayan koalisyon ortağı
albay-her daim milletin ensesinde boza pişiren askeri vesayet sistemi
doktor- ülkenin gerçek efendilerinden harbiyeli mülkiyeli tıbbiyeli üçlüsünden tıbbiyeli. harbiyeli ile gayet iyi geçinir çünkü hastanesinde de askeri nizam ve hiyerarşi içinde kendi krallıpını ilan eder.
alkolik-ülkenin içinde bulunduğu durumu ancak alkol alıp sarhoş kalarak görmezden gelen düzeni bozulmasın diye üç maymunu oynayan yazar çizer gazeteci takımı
memur- dikta sisteminde sesini çıkaramayan bir türlü sınıf bilinciyle örgütlenemeyen hakkını arayamayan her iktidarla iyi geçinmek zorunda olan tüm iş gücünü sırtlasa da kendi ülkesinde hep kiracı kalan hep ezilen orta sınıf
dolandırıcı ve karısı- ülkenin her devrinde fırsatçılıkları ile ülke vatandaşını dolandıran sebepsiz zenginleşen suçu da her defasında köylü sınıfa yükleyen asalaklar
(bkz: banker bilo) (bkz: çiftlikbank)(bkz: polatgiller)
übeyit bey-halktan kopuk olan olaylara kör ve sağır kalmış sermayedar sınıf beyaz türkler
kapıcı-ülkede olup bitenden ilk haberdar olan herşeyin farkında olan ama her defasında cahillikle akılsızlıkla suçlanan hor görülen köylü sınıf. her defasında köylü milletin efendisidir gazıyla oyu istenen emeği sömürülen ama her askeri darbede başıbozuk çarıklı hassolar hüssolar mı bizi yönetecek diye ensesinde boza pişirilen toplumun en alt kısmında yer alan üst kata bir türlü çıkarılamayan ama herkesten daha akıllı zeki olup uyanıklığı sayesinde ülkeyi her defasında kurtaran köylü sınıf. filmin sonunda sivil ve askeri yönetimin beceriksizliğine dayanamayıp orta sınıfı beklemeden sermayedar sınıfı ikna ederek ülke sermayesini ancak kendisinin yöneteceğini bilerek halk devrimi gerçekleştirmiş bu sefer üst kata çıkmayı kendi reddetmiş ama tüm katları(sınıfları) da kendine bağlayarak kapıcı maaşına zam yaparak hadlerini bildirmiş ülkenin gerçek efendisi olduğunu kanıtlamıştır. tıpkı recep tayyip erdoğan'ın başbakanlığı boyunca keçiörende oturması ve çankayaya çıkmayı reddedip kendi inşa ettiği külliyeye geçmesi gibi. bu cümleye kızmayın ama şu anda yaşadığımız bir halk devrimi ve ülkede bir zaman en alt katmanda yer alanlar artık ülkede söz sahibi. filmin sonundaki finali yaşıyoruz. eğer biz orta sınıf mensunu insanlar kendimizi beyaz türk zannetmeyip sınıfımızın bilincinde olsaydık bu duruma izin vermeyip ülkenin yönetiminde söz sahibi olarak kalmaya devam edecektik.
***alıntı***
entry linki için;
https://eksisozluk.com/entry/162647895